28 Nisan 2012 Cumartesi

Çaylı Kek

Eğer sabah kahvaltısından kalmış bir bardak demli çayınız var ise bu keki mutlaka deneyin derim. Browni yada çikolatalı kek arasında yumuşacık değişik bir tat yakalamış olursunuz. 
1.5 su bardağı toz şeker
2 yumurta 
1 su bardağı demli çay
2 kaşık kakao
1 çay kaşığı tarçın
Yarım paket margarin 
1 paket kabartma tozu
3 su bardağı un 
Demli sıcak çayın içerisinde margarin koyularak erimesi sağlanır. Mümkünse kasede satılan yumuşak olanları tercih edin derim. Ben margarini cimri kullanmayı seviyorum o yüzden 2 yemek kaşığı kadar koydum. Toz şeker ve yumurta iyice çırpılır.Soğuyan margarin ve diğer toz malzemeler elenerek karışıma ilave edilir. iyice çırpıldıktan sonra yağlanıp unlanmış kare tepsiye  kek dökülüp pişirilir. Afiyet olsun... 

7 Nisan 2012 Cumartesi

Küçük ekmek


Evde kalmış ekşimiz yoğurdunuz var, değerlendirmek  istiyorsanız  hemen bu tarifi deneyin derim. İster benim gibi fırında küçük ekmekler yapın ister yağda kızartın.Yağda kızartırsanız adı çay hamuru oluyor. 

3yumurta
2 su bardağı yoğurt
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karbonat
yarımdan az limon suyu
aldığı kadar un
üzeri için çörek otu

Yumurtalar bir kaba kırılır. Üzerine yoğurt ve tuz eklenir. Karbonat bir çay bardağına koyulur ve kabarana kadar üzerine limon sıkılır. Yağ tercihi tamamen tercihinize kalmış. Aldığı kadar un ile ele yapışmayan çok yumuşak olmayan bir hamur yoğurulur. Unlanmış tepsiye istenilen büyüklükte hamurdan toplar alınıp yuvarlanıp dizilir. Küçük ekmeklerin üzerine bıçakla bir çizik atılır. Ekmeklerin üzeri hafifçe ıslatılıp çörek otu serpiştiriyoruz ve biraz çörek otlarını bastırıyoruz. 200 derecelik fırında kızarıncaya kadar pişiriyoruz


Kekikli tost

Blog ismine özel tarifim. İstediğiniz malzemeyle hazırladığınız tostunuzun salçasını sürdükten sonra  üzerine kekik ekiyoruz :)  Afiyet olsun...

5 Nisan 2012 Perşembe

Mercimek Çorbası


İki mercimekli tarif arka arkaya denk geldi. Bu benim özlediğim tatlardan biridir. Birazda ezogelin çorbayı andırır. Yapılışı ve içerik olarak biraz farklıdır.
1 su bardağı kadar kırmızı mercimek yıkanıp tencereye alınır. Üzerine yeterli su konulup kaynamaya bırakılır. 1 büyük soğan ince ince kıyılır ve zeytinyağında kavrulur. Salçası eklenir. Tuz, karabiber, arzuya göre pul biber eklenip kaynayan tencereye boşaltılır. Ayrı bir yerde 1 yumurta kırılır. üzerine yavaşça un ileve edilip parmak uçlarımız ile karıştırılıp çorbanın omaçı hazırlanır. İşte bu çorbanın adı aslında omaçlı mercimek çorbasıdır. Şekli bozuk küçük küçük omaçlarınızıda tencereye boşaltıp pişene kadar kaynatıyoruz. İstenirse omaç yerine arpa şehriyede kullanabilirsiniz. Limon veya sirke-sarımsaklı sos ile servis edebilirsiniz. Afiyet olsun.

3 Nisan 2012 Salı

Mercimek Köftesi


Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır denir ya bence herkesinde bir mercimek köftesi yapış şekli vardır. İşte size iki faydalı besin mercimek ve bulgurun muhteşem buluşu. 
1 su bardağı kırmızı mercimek
Yarım su bardağı ince bulgur
1 büyük kuru soğan
1 yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
Tuz, karabiber, kimyon, pul biber
1 demet taze soğan
Yarım demet maydonoz
Yarım demet dereotu
Limon ve marul
Mercimek yıkanıp bir tencereye alınır. Üzerini geçecek kadar su koyulup pişirilir. Bulgur ilave edilip kenara alınır. Rendelenmiş soğan zeytinyağında kavrulur salçası eklenip mercimeğe karıştırılır. Biraz ılındıktan sonra iyice yoğurulur. Kıyılmış yeşillikler ilave edilip şekil verilir. Marul ve limonla servis edilir.  


22 Mart 2012 Perşembe

Kolay Börek



Aslında biz bu böreğe kırma deriz. Hele birde elde açılan hamurla yapılıp üzeri kaymakla kaplanıp pişirilirse tadına doyum olmaz. Yapılışından dolayı ben kolay börek demeyi tercih ediyorum.
3 veya 4 adet yufka
250 gr. lor
çok az sıvı yağ
tuz
Yufka sayısı tepsinizin büyüklüğüne göre değişir. Loru biraz sıvıyağ ve tuz ile karıştırıyorum ki yufkaya sürmek kolay olsun. Yufkayı 2 ye bölüp loru gelişi güzel üzerine yaydırıp buruşturuyoruz. 4 parmak genişliğinde kesip yağlanmış tepsiye yan yana diziyoruz. Üzerine 
2 yumurta 
1,5 su bardağı yoğurt
yarım su bardağından az sıvı yağ
1 tatlı kaşığı toz şeker 
tuz
İyice çırpıyoruz böreğin her yanına gelecek şekilde yayıyoruz. Çok geldi diye korkmayın börek pişerken sosu çekiyor. Hatta ne kadar çok olursa o kadar lezzetli oluyor. İstenirse üzerine parça parça tereyağ da konulabilir. Börek kızarana kadar pişiriyoruz. Benim börek biraz fazla kızarmıştı. Bir bardak portakal suyu yada çay ile afiyetle yiyoruz. 


18 Mart 2012 Pazar

Zeytinyağlı Pırasa

Pırasa besin değeri açısından oldukça zengindir. C vitamini deposudur, kansızlığa iyi gelir, sindirimi kolaylaştırır. Sayamadığım daha bir çok faydası olduğu da kesindir. Genelde çok sevilmez bende eskiden yemeyenlerdendim. Şimdiyse bayılıyorum. Allahdan o kadar çok yemek seçen kızım Defne'de pırasayı çok seviyor. Yalnız değişik pişirilme tekniklerini çok fazla bilmemekle birlikte bir bu resimde gördüğünüz yemeğini, birde börek içinde kullanıyoruz . Aslında pırasa yemekleri konulu bir etkinlik başlatılsa ve biz bilmeyenlerde değişik şekillerini öğrensek hiç fena olmaz herhalde. Ben bu alemde henüz çok yeni olduğum için bunu usta arkadaşlara bir öneri olarak sunuyorum.  
1 demet pırasa 
2 adet havuç
1 kuru soğan 
1 tatlı kaşığı tuz 
1 tatlı kaşığı şeker 
Yarım çay bardağı zeytinyağı 
Yarım su bardağı pirinç
Yarım limon suyu 
Pırasaların üst kabuklarını soyup, 2-3 cm kadar genişliğinde verev verev kesiyoruz. Güzelce yıkıyoruz. Tencerenin dibine halka halka doğradığımız havuçları onun üstüne küp doğradığımız soğanları, pırasaları, tuzunu, şekerini ve zeytinyağını koyup orta ateşte pişirilmeye bırakıyoruz. (Tüm sebzeler çiğden tencere koyulur.) Pırasalar suyunu salıncaya kadar karıştırmak yok. Aslında bunu yeni annemden öğrendim. O hiç karıştırmıyor tencereyi eliyle sallıyor. Bu yöntemde pırasalarda ayrılmamış oluyor. Gerektiği kadar su ekliyoruz. Pırasaların pişmesine yakın yıkanmış pirinci ilave edip, pirinçler diriliğini kaybetmeyecek şekilde pişiriyoruz. İndirmeye yakın yarım limon suyunu da ilave edip ocağın altını kapatıyoruz. Biraz tencerede ilk sıcaklığı çıktıktan sonra servis kabına alıyoruz. Afiyet olsun. 

15 Mart 2012 Perşembe

Portakallı Revani


5 yumurta 
1 su bardağı toz şeker 
1 su bardağı yoğurt 
1 tatlı tepeleme kaşığı karbonat 
Yarım limon suyu
1 portakal kabuğu rendesi 
1 su bardağı irmik 
2 su bardağı un 

Şerbeti için:
 5 su bardağı şeker 
 6 su bardağı su
 1 portakalın suyu
 1 dilim limon

İlk önce şerbetimizi kaynaması için ateşe koyalım. 1 dilim limon ve 1 portakal suyunuda eklemeyi unutmayalım. 
Yumurta ve şekeri iyice çırpıyoruz. Rendelenmiş portakal kabuğunu, yoğurtu, yarım limon suyu ile kabartmış olduğumuz karbonatıda ekleyip karıştırıyoruz. En son  irmik ve unu ekleyip iyice karıştırıp, tereyağ ile yağlanmış tepsiye döküp pişiriyoruz. 
Ilık tatlımıza ılık şerbetimizi döküp, bir süre bekledikten sonra kesip servis yapıyoruz. Mis gibi portakal kokusunu sevenlere mutlaka tavsiye edebileceğim bir tatlı.  


12 Mart 2012 Pazartesi

Köfte (Çayırlı)

Köfte herkes tarafından sevilerek yenilen bir yemektir. Özellikle çocuklar bayılır. Her yöreye yada zevke göre değişik yapılış şekileri bulunur. Buda anneme özgü bir şeklidir. İçine taze yeşillik olarak ne bulursanız koyabilirsiniz.
250- 300 gr. kadar yağsız kıyma 
2 demet taze soğan
1 demet taze sarımsak
yarım demet maydonoz 
taze nane 
tuz
karabiber
kimyon
kekik
arzuya göre pul biber 
1 su bardağına yakın ekmek kırntısı
1 yumurta 
kızartmak için ayçiçek yağı
Taze soğan, sarımsak ve yeşillikler ince ince kıyılır. Baharatları tamak zevkinize göre ekleybilirsiniz. Tüm malzemeler köfte kıvamına gelinceye kadar yoğurulur. Uzun şekil verilerek bol kızgın yağda kızartılarak havlu kağıt üzerine alınır. Yanında bir bardak ayranda iyi gider. 



9 Mart 2012 Cuma

Kabak Tatlısı

Bu kadar kolay yapılabilen bir tatlı daha yoktur herhalde. Hele birde kabakları soyulmuş olarak almışsanız kabak ve istenilen miktarda şekeri bir tencereye koyup pişirin. Bizim kabaklarımız tamamen organikti. Aslında cevizle servis edilen bu tatlıyı biz tuzsuz çiğ bademle yemeyi tercih ettik. Çokda güzel oldu.
 2 kg. kadar kabak 
3 veya 4 su bardağı toz şeker 
Yarım çay bardağı kadar su 
Kabaklar yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam edin. Pişen kabakları servis tabağına alın. Yanlız tencerenin kapağını bence kapatmayın. Yoksa ocak temizlemek epey zahmetli oluyor. Afiyet olsun. 

8 Mart 2012 Perşembe

Mantı ( Koca Kulak)




 
Aslında mantı olarak bilinir ama bizim ailede adı kocakulaktır. Yapması bana göre zahmetli olmasına karşın her yemekte olduğu gibi bir oturuş da bitiveriyor. Hamur işlerini seviyorsanız mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Genelde annemle birlikte yaparız, ben sadece kapatılmasına yardım ederim. Bir keresinde kendi başıma denemiştim. Hamur açma kısmında epey zorlandığımı söyleyebilirim ama sonuç gayet başarılı.
Yapılışı aslında çok basit. Bir kabın içerisine iki avuç kadar un koyulur. Ortası havuz gibi açılır 2 yumurta, biraz tuz ve su ile hamur yoğurulur. Biraz dinlenmeye bırakılır ki hamur kolay açılsın. Diğer tarafta orta boy soğan rendelenir, 250 gr. kadar kıyma, tuz, karabiber ile güzelce karıştırılır. Hamur 2 bezeye bölünüp açılır, kare kare kesilir.İçi kıyma ile doldurulur. İlk önce üçgen olarak kapatılır sonra iki yanından tutup kıvırarak kulak şekli verilir.  Büyükçe bir tencerede su kaynatılır. Makarna haşlar gibi biraz tuz ve sıvı yağ eklenip hamurlar kaynar suya yavaşta bırakılır. Pişme süresi tamamen damak zevkinize bağlı. En son suyu süzülür üzerine tereyağ kızdırılır. Servis anında sarımsaklı yoğurt ve kırmızı biberli naneli yağ ile servis yapılır.
Çerkezler bunun içerisine lor ve kuru naneyi karıştırıp koyarlar ve üçgen şekilde kapatırlar. Aynı şekilde pişirip  tereyağ ile servis ederler adına da matas derler. Oda çok lezzetli olur. 

22 Şubat 2012 Çarşamba

PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ 72.HAFTA - NOKUL

Geçtiğimiz hafta halam ve kuzenimin Bandırma'ya gelidiğini duyduğumda dayanamayıp bende Bursa'dan düştüm yollara. Canım halam sağolsun bizim için bu güzel ve tatlıyı yaptı, çok da lezzetliydi bir bardak çayın yanında müthiş gitti. Aslında Bafra yöresine ait bir çörekmiş. Özelllikle belirtti ki uzun süre bayatlamadan kalabiliyormuş. Bizde pek uzun süre kalamadı tabi :))


Nokul
1çay bardağı zeytinyağı (büyük ajda bardaklardan)
1 çay bardağı yoğurt
2 yumurta
1,5  çay kaşığı karbonat (silme)
1 çimdik tuz
Aldığı kadar un

İç malzemeleri: Toz şeker, tarçın, kuru çekirdeksiz üzüm, ceviz
miktar veremiyorum tamamen sizin tercihinize bağlı olarak kullanabilirsiniz. Biz hepsinden bol bol kullanmıştık.
Hamur kulak memesi yumuşaklığında yoğurulur. 2 veya 3 parçaya bölünür.Oklava ile 1 cm.kalınlığında dikdörtgen açılır. İçine toz şeker ve bol tarçın serpilir. Kuru çekirdeksiz üzüm ve ceviz ile her tarafı kaplanır. Rulo yapılır kenarları sıkıştırlarak tepsiye alınır. 2 parmak kalınlığında kesilir. 175-180 derecelik fırında çok yumuşak olmayacak şekilde üzeri pembeleşinceye kadar pişirilir.

3 Şubat 2012 Cuma

BANDIRMA LİMAN

Bursa'dan kar manzarası eksik olmaz. Arada  Bandırma'yada uğrar ve rüzgarına dayanabilip tutunmayı başarırsa böyle güzel manzaralar oluşturur.Posted by Picasa

31 Ocak 2012 Salı

ŞEKERPARE

Tarif annemden. Şerbetli tatlı olmasına rağmen öyle çok şerbetli olmuyor. Aşağıdaki ölçülerle yaklaşık 2 tepsi şekerpareniz olacaktır. Ben miktarını azaltarak yapıyorum. Örneğin 2 yumurta, 2 toz şeker gibi. Eğer şeker miktarını çok bulursanız onuda azaltın, ben denedim öylede güzel oluyor. 

3 yumurta 
3 çay bardağı toz şeker
3 çay bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı karbonat veya kabartma tozu
1 paket vanilya 
Aldığı kadar un 
Üzeri için fındık

Şerbeti:
 4 su bardağı şeker            
4 su bardağı su
Birkaç damla limon suyu

Hamura başlamadan önce şeker ve suyu bir kaba boşaltıp arada sırada karıştırarak erimesini sağlıyoruz. Şerbetin özelliği kaynatılmaması.
Tüm malzemeler karıştırlır aldığı kadar unla orta sertlikte bir hamur elde edilir. Zaten hamur elinize yapışmamaya başladığı zaman anlıyacaksınızdır. Hamurda ceviz büyüklüğünde parçalar alınıp yuvarlanır tepsiye dizilir. Bu arada hamur yağlı olduğu için tepsiyi yağlamanıza gerek yok, yapışmıyor. Üzeri fındık ile süslenir.Kızgın fırında pembeleşinceye kadar pişirilir.
Bir püf noktası karbonatın üzerine biraz limon sıkılıp köpük köpük kabarması sağlanır ki karbonat kokusu ve tadı hamurda çok fazla hissedilmesin.
Fırından çıkan tatlılarımızın üzerine şerbetimizi döküp mümkünse üzerini başka bir tepsi yardımıyla kapatıyoruz. Tatlı şerbetini hemen çekecektir.
Afiyet olsun...